24 Kasım 2013 Pazar

Goa



Burasi garip bir yer. Belki psikolojik ama sahili gorur gormez rahatliyor insan. Yillarca adini duyup merak ettigin bir cennet vaadi, sinirsiz ozgurluk.. bembeyaz, uzun bir kumsal ve batan gunesin opustugu okyanus insanda “olmam gereken yer” izlenimi yaratiyor. Bunda kaotik kuzeyde gecen 20 gunun de etkisi var elbet. Ortalama 1.5 gunde bir sehir degistirdigin bir kosturmacanin ardindan karsilastigin manzarada buyuleniyorsun.




Surekli tozlu sehirlerin, korna kirliligi ve sana seslenen insan seslerinin, yurumekte bile zorlanacagin kalabaliklarin, it is kakisin, sonu gelmeyen sokaklarin ardindan dalga sesinden baska bir sey duymamak..

Insanlar bile uymus dogaya. Alan genis ve uzun olmasina ragmen kimse bagirmiyor. Sahilin sirtina yaslanmis cafelerin muzik sesleri bile kayboluyor suyun dokundugu yerde..

Uzun kumsali bastan sona kac kez yurudum, kendimi kac kez boslukta, dusuncesizce adim atarken yakaladim hatirlamiyorum. Hic kullanmadim ama antidepresanlar da boyle bir etki yapiyor herhalde.




Sadece durunca hatirliyorsun. Bosluk var, yalnizlik var, bir o kadar ozlem var; ama sadece histen ibaret. Sahil tum o hisleri, fazlasini, agirligini, her adimda aliyor omuzlarindan, mutlak bir yalnizlik sunuyor gorunmez bir fanustan..

Aidiyetin, sadece bu koy iccin bile olsa kayboldugu bir parantez aciyor. Kendine dahi yabancilasip; rahatligina, umursamazligina sasiriyorsun. Alkol veya ot almadan, ibadet etmeden, sadece kendinle kalip icinde baska yollar, kapilar kesfetmek. Kesfetmekten ote, aramadan bulmak..

En cok bunlari giyiyor insan uzerine Goa’da. Fazalasina izin vermiyor sahil.. gozlerini acip kapatma suresinde veda ediyorsun gunesin atesine. Hazretleri iki ada arasinda kaybolurken, kumlarin icinde yanan mumlar kapiyor sahneyi.. ve koca sahil inis pistine donusurken ayaklarin hala ciplak, hep ciplak..







Icinde bitmez alevler kuculup kullere donusuyor her nasilsa. Bu kumsala arkani donunce yeniden harlanacagini hissediyorsun, nefsin yine gececek direksiyona. Ama “AN”in boslugu izin vermiyor buna, o alanin sinirlarinda.. 



Hindistan Yardimci Notlari




Gecen 35 gune bakarsan, su koca kita hakkinda ahkam kesmek icin kisa gozukebilir. Ama dusuk butce ile gezip, ortalama 1.5-2 gunde bir sehir degistip, surekli yerel halk ile ic ice olacak sekilde yasayinca ciddi tecrube kazaniyor insan. Ve bir kac deli daha cikar buralara gelirse belki faydasi olur diye bazi basliklar altinda elimden geldigince notlar paylasmaya calisacagim. Hatirladikca da eklerim zaten.. Umarim isinize yarar..


Ulasim

Efenim simdi olay cetrefilli gozukuyor ama degil. Iki seceneginiz var. Tren ya da otobus. Otobusu daha sonraya birakalim.

Devlet baba, trenlerde gezen yabancilarin isini kolaylastirmak icin “Turist Kotasi” diye bir sey icat etmis. Malum ulke biraz kalabalik. Boyle bir kota olmadan yer bulmak pek mumkun olmazdi sanirim. Trenlerde en ucuz yatakli kisim “Sleeper” diye gecen sinif. Bunun disinda hizmet standartlarina gore AC1, AC2 ve AC3 var. Bu siniflarda genelde havalandirmali (donmali), battaniye, carsaf ve yastik hizmeti aldigin ve yatak sayisina gore ayrilmis bolumler. Ama turist kotasi da olsa, gavurlar hemen biletleri kaptigi icin AC sinifinda bilet bulmak icin en az 1 hafta 10 gun onceden basvurmaniz lazim. Benim hic bir planim standart olmadigi, keyfime gore zaman belirledigim icin boyle bir luksum olamadi. Ki bu luks ciddi fiyat farki demek. Turk parasina vurunca 45-50 TL cok gozukmeyebilir ama Sleeper ayni yere 10 TL’ye giderken uzun zamanda ciddi maliyet eklenmesi demek.

Ben yolculuklarimda zorunlu kaldigim (baska bilet bulamadim) 2 kez haric hep sleeper ile gezdim. Hic de sorun yasamadim. Ustune ustluk yerel halk ile iletisim dolayisi ile de ayrica guzel oldu. Ayrica bu turist kotasi sebebi ile genelde beyaz renkli 1-2 kisi de ayni bolume yerlestiginden birileri ile muhabbet etmek, tuvalete gidince birbirine esya emanet etmek de mumkun oluyor.

Bilet almak icin yapilacak uc sey var. en kolayi tren istasyonlarindan almak. Digeri acentalara gitmek ve onlara odeme yapmak. Her acenta bunun icin 150 R istiyor. 1 Rupee bile fazla vermeyin, tum hindistan standarti bu. Ya da internetten alabilirsiniz ama devletin kendi sitesine uye olmaniz icin hindistan cep telefonu lazim. Ben biletlerimi neredeyse hep gardan aldim ve hic de sorun olmadi, ustune ustluk komisyon parasi da cepte kaldi. Genelde turistler icin ayri bir gise oldugundan sira beklemek de dert olmuyor hem.


Yatakli sistemde her odacikta karsilikli 3’erden 6 ranza var. ortadaki ranzanin sahibi “artik yeter ulan uykum” geldi diyene kadar acmiyorsun. Ekim Kasim da olsa hava sicak. Kuzey’de olmama ragmen sansima hic usumedim diyebilirim.  Sinan ve Piril’in aksine de camlar hep kapanir sekildeydi. Aldigim uyku tulumunu cok az kullanabildim ve zaten sonunda tasimaktan gina geldi ve Goa treninde bir kac gence hediye ettim.








Kucuk canta inanilmaz ise yaradi. Herkesin yattigi tarafa cantami yerlestirip basimi ayak–koridor tarafina vererek hem guvenligimi sagladim hem de cantayi en alt yatagin altina sikistirip tozlu pisli kalmasini onledim. Buyuk canta tasiyanlar kac kez onumde perisan oldular :)


Yattiginiz yerde kimin uzandigi belli olmadigi icin rahatsiz olabilirsiniz (benimki ikinci sefere gecti). Ama cantaniz illa buyuk olacaksa ya da rahat etmiyorsaniz 3-5 rupee’ye istasyondan gazete alin, hem cantanizi sarip yere koyabilir, hem de yataginiza ortu yapabilirsiniz. Ama bir sure sonra hindistan sizi kendine benzettiginden rahatlarsiniz zaten :)

Tren icerisinde surekli saticilar gezip cay, su ve yiyecek servisi yapiyorlar. Gonlunuze gore alisveris yapabilirsiniz. Ac olmayana da yedirecek kadar bol gecerler onunuzden..

Zamaninda kalksa da zamaninda ulastigini pek gormedim trenlerin. En az 1 saat eklemeniz gerekir. Tabi benim gibi 10 saatten fazla rotar yaptiklarina rastlama ihtimaliniz de var.

Gardan bilet almanin bir avanataji da istediginiz koltugu secmeniz. Ben hep en ust yatagi sectigim icin bolmedeki trafikten en az etkilendim. Ayrica soguk hava asagida kaldigi icin usume oranim da dusmus olabilir. Hem guvenlik adina da ayak altinda kalmiyorsunuz. Yine de bu risk yok demek degil. Mumbai-Goa treninde bir beyazin koca 75 Litre cantasi arac hareket etmeden caliniverdi yan bolmede.





Otobus cok daha kolay. Orada da yine otobus garindan bilet almak ya da acenta vasitasi ile halletmek mumkun. Ama mumkunse kullanmayin. Yollar berbat oldugu icin sehirler arasi bile gitseniz perisan oluyorsunuz. Zipla babam zipla 14-15 saat gitmek eziyet. Bir kere Goa-Hampi arasinda boynumu kiriyorum zannettim.

Hintliler otobuslere guzel bir modifikasyon ekleyip onlari da “sleeper” yapmislar. Kafanizin hemen uzerinden (ama rahatsiz etmeyecek kadar) baslayan bolmelerde yatmak mumkun. Perdeler vasitasiyla dunyadan ayriliyorsunuz.. Normal koltuga da “semi sleeper” diyorlar. Burada devlet ve ozel diye iki farkli arac secebilirsiniz. Devletin araclari ya klimasiz “allah korusun”lar, ya da klimali Volvo’lar. Fiyatalar da ona gore degisiyor tabi. Ozeller hep klimali sayilir. Ama fiyatlar Volvolardan da pahali. Neredeyse trenin AC2’sine esit duzeydeler. Bu iki siniftaki araclarin cogu sleeper. Bazen koltukluya, bazen de tekli koltukluya denk gelebilirsiniz. 





Ama trenler hindistan’da neredeyse her yere gidiyor. Mumkunse, biletsiz filan kalmazsaniz otobus tercih etmeyin. Ben 170 km’lik Kochi-Kovalam arasini gunduz sicaginda klimasiz otobuste ziplaya ziplaya 7 saatten uzun surede gecirdim oradan biliyorum. Ve bu istisna degildi :)


Hindistan ve basinizin belasi Riksalar-Tuktuklar olacak. Surekli sizi taciz edecek, israrla pesinizden geleceler. Uzaktan sizi gorup “riksoa” yorumu ile “abi goturem mi” demelerinden gina gelecek. Yapacak cok bir sey yok. 



Ama en azindan trenden inince bir 5-10 dakika gardan cikmadan iceride oyalanirsaniz hem dikkatleri dagiliyor hem de illa riksa kullanacaksaniz fiyatlar ciddi olarak dusuyor. 

Fiyat demisken, bazi yerlerde “pre-paid”denen, nereye kaca gidecegini onceden ogrendigin sistemler var. ama net bir sekilde pahali. Ben toplamda 10 kere bindim binmedim, ama kullanacaksam mutlaka garda gorevlilere gidecegim noktanin kac kilometer oldugunu ve yaklasik ne kadar tutmasi gerektigini sorarak hazirlikli oldum. Ve bu riksacilardan hic gol yemedim diyebilirim. 

Kac kere benim fiyatlarima indiler. Eger inmiyorlarsa ve illa kullanacaksaniz gar disindan gecenlere gidin. Onlar hep daha ucuz. Ayrica bu isin fiyatlandirmasi genelde gidilecek km x 10 Rupee. 

X 5’e israr edip cok defa da gittim ama ugrasmaniz lazim. Zaten kisa mesafede 10-20 R hesabi yapmak ayip olur, fena ucuz. Ama km arttikca dedigimi yaparsaniz paraniz cebinizde kalir.




Ayrica bu arkadaslarin tacizinden kurtulmanin bir diger yolu da yururken trafigin aksi istikametini tercih etmek. O zaman dibinizde bitme ihtimalleri azaliyor.



Konaklama

Zurnanin zirt dedigi noktalardan biri bu..

Butcenize gore konusmak lazim tabi ama benim gibi gunluk 10 Tl’nin uzerini (400 R civari) vermesem iyi olur diyorsaniz o zaman is baska.

Bir kere temizlik standartlari fena dusuk. Gittiginiz her yerde carsaflarin gozunuzun onunde degistirilmesini talep edin, zaten hemen yapiyorlar. Bu arkadaslarin yeni musteri icin eskisini degistirme gibi bir aliskanligi genelde yok. Bakinca anlarsiniz zaten. Ben hala icime sinmiyorsa uyku tulumu kilifimin icine girerek yatiyordum. Cantadaki en akillica seylerden biri bu. Mutlaka yaniniza alin, yer de tutmuyor.

Tuvaletlerin temiz oldugunu varsaymayin. Umumi tuvalete giriyormus gibi hazirliginizi ve temizliginizi ayarlayin. Ama yine de temizlenmesini isteyin o ayri. Nasil temizlediklerini gordugunuzde keyfiniz kacacagindan siz kendi onleminizi kendiniz alin..

Benim gibi sivrisinek derdiniz varsa elektrikli kovuculardan ve “coil” denen yakarak sinek uzaklastiran spirallerden alabilirsiniz. Cok ise yariyor. vucut spreylerinden bahsetmeme gerek yoktur zaten..

Fiyatlari genelde sizin icin indirecekler. Soyledikleri rakamlarin en az 100-150 R asagisina oda alabilirsiniz. Ben Kanyakumari’de hic umudum olmadan girdigim otelde, 900’luk luks oda fiyatini 500’e dusurdum. Her zaman o kadar oynamiyor ama her zamanki gibi pazarlik sart. 

iki kisi iseniz adam basi degil oda fiyati odediginiz icin cok karli olur. cok daha iyi yerlerde ayni paralara (adam basi) kalmaniz mumkun hale gelir..

Ayrica firsatim oldugunda gidecegim yerlere agoda’dan bakip fiyatlarini cep telefonu ile ekrandan cekiyordum. Sonra da ayni yere gidip daha dusuk fiyata vermesini istiyordum. Agoda onlara 15 gun sonra odeme yaptigi icin pesin parayi genelde tercih ediyorlar :)

Tuktuk soforleri musteri goturdukleri yerlerden komisyon aldigi icin onlari tercih etmeyin. Yoksa sofore de para verecekleri icin sizin oda fiyatinizda indirim yapmazlar. Bence en guzeli bir bolgeye gitmesini istemek ve inip kendiniz dolasarak karar vermek.. tabi benim gibi yuruyorsaniz :)

Check out zamanlari hep farklidir. Sabah 9’da cikis isteyen yer bile gordum. O yuzden plan programinizi buna gore ayarlayin ve bastan sorun. Ayrica sicak su bulma ihtimaliniz gercekten cok dusuk (bahsettigim standartlarda), o yuzden kendinizi hazirlayin. Mutlaka yalan soyleyecekler. Ben su koca gezide toplam 3 kere sicak su ile yikanabildim. Gerci mevsim dolayisi ile sorun yasamadim ama bu ortadaki gercegi degistirmiyor. Sonunda karar verdim zaten, soguk icin “C” isareti tamam da, sicak icin “H” hot degil de “however” herhalde :)

Ayrica bir cok guest house ya da hotel sizden on odeme isteyecek. Sakin vermeyin. Kendi sozlerini tutmalarini saglamak icin para odememelisiniz, yoksa hakkinizi hayatta geri alamazsiniz..

Ben konaklama masraflarini kismak icin bambaska bir yol buldum.  trenler genelde hem sabah hem de gece olmak uzere ayni destinasyona gunde iki kere kalkiyor. aksam trenini secerek hem geceyi konaklama odemeden gecirmis oldum hem de ertesi gun dinc sekilde otelimi bulup gun kazandim. cok ise yaradigindan bu sekilde ayarlamanizi oneririm..




Yemek

Tum uyarilara, yasanmis orneklere, yapma etmelere ragmen onume ne gelirse yememin, sokaktan beslenmemin uzerinden 35 koca gun ve yuzlerce ogun gecti.. Sanirim biraz da sansliydim ve bedenim beni hic uzmedi. Her seyi sevmedim, ama bir cogunu denedim ve cogunu as erecek kadar aradim..

Oncelikle eger restorana giderseniz ozellikle kuzeyde kafaniz cok karisacak. Ulkenin her tip yemegi + cin + kore filan darken en az 5-6 koca sayfa secenek ile karsilasiyorsunuz. Guneyde bu secenekler azaliyor..

Bir kere Masala cay icmeden gelirseniz adami doverler. Ama bunu karton bardakta verilen ve siyah caya sicak sut ilave edilen ile karistirmayin, ona cay diyorlar sadece. Gercek masala cayi genelde sokakta ve cam bardakta verilen olacaktir. Icinde hintlilerin  her halta karistirdiklari Masala baharati var ve enfes. Bardaklarin nasil temizlendigini
(ya da temizlenip temizlenmedigini) filan unutup icin de icin. Bardagi 10 R’yi gecmez. Ama guneyde ya da kazik atmayan yerlerde 5-8 R arasi. Ictigim en guzel Masalayi da Mumbai’deki camasirhanenin onunde buldum. 





Ve tabi Varanasi. Orada her seyi cok lezzetli yapiyorlar.

Bir de Kashmir cayini deneyin, cok guzeldir.. duanizi alirim :)

Yiyecek olarak sokakta genelde hep kizartma var. 3-4  cesit farkli kizartmanin elbette hepsi vegeteryan. Zaten kuzeyde genelde baska sansiniz yok. Aramayin da derim. Bir sure ickisiz, etsiz yasamak insan ve bedeni dinlendiriyor..

Kizartmalardan en cok samosa’yi sevdim. Ici patatesli ve sebzeli corek gibi bir sey. Guneyde samosa bulmak zor, onun yerine yine cok lezzetli misirli ve sebzeli yassi bir sey satiyorlar. Mutlaka tadin, nefis..




Zaten camekanin arkasindaki her seyi yiyebilirsiniz. Basiniza bir sey gelmesi icin gercekten cok sanssiz olmaniz lazim cunku ben bu kadar yiyip bu kadar sansli olamam :)




Masala dosa yiyin mesela, her ogun gider ve cok doyurucudur. Thali secebilirsiniz menuden. Pirinc, bir kac cesit sicak sebze ve chapatti ekmegi ile servis edilen, bittikce servis yapildigi icin cok doyurucu olan bir yemektir. Varanasi’de 40 R iken Hampi’de 200 R’e yemek disinda nefistir..




Lassi icin. Bizim ayranin meyvelisi, farkli tatlarda yapilani gibidir. Cok lezzetli olur. Ama mutlaka buzsuz ve susuz olmasini isteyin. Zaten sakin buzlu icecek tuketmeyin. Getirirlerse de kabul etmeyin.

Ben Pirillarin onerisi ile raita’ya bayildim. Ama bir sure sonra icerisindeki sebzeler ve yikanmama ihtimalleri aklima gelip vazgectim. Ayni mantikla pismemis sebze hic yemedim (gerci Istanbul’da da yemiyorum). Aciya katik olsun isterseniz salatalikli raita ya da sadece sadece yogurt (curd) siparis edin.

1 litre su her yerde 20 R. kazik yemeyin. En cok Bisleri ve Aquafina’yi sevdim ben. Ama kapaklarinin jelatinli olmasina dikkat edin. Kuzeyde uckagit cok. Gorakhpur’daki tren garinda bir cocugun soteye yatip eliyle sise jelatinledigini bile gordugumden beri suya azami dikkat ettim. Ama Bati ve guneyde ihtimal neredeyse yok denecek kadar az.


Cesit cesit meyvesuyu var, sokaklarda istediginizi icin. Hepsine leziz. Ama sekerkamisi bir baska. Bu kadar lezzetli icecek az olur. Abartmaya basladigimdan bir ara kendime gunluk 1 bardak kotasi koymak zorunda kaldim. Ve cok ucuz (10-15 R’ye koca bardak veriyorlar)



Kisacasi korkmayin yiyin. Evet bu adamlar temiz degiller. Ama pismis, ozellikle kizartilmis yemeklerde dert olmuyor. Ve benim midem hassas sayilir(di), bir kere bile sorun yasamadim. Siz de deneyin derim.. kedilik bu noktada cok ise yariyor. baharatlar burnuma rahatsizlik vermediyse yemekten de cekinmedim.

Baliktan genelde uzak durdum. Sadece bir kere Kochi’de kendi sectigim balik ve karidesleri pisirttirip yedim. Ama yine Kochi’de bir kiz cafede yedigi baliktan zehirlendi. Hintliler’in denizle alakalari yok. Cogu yuzme bilmiyor. Baligi ya cehaletlerinden ya da cakalliklarindan bayat veriyorlar. En az bir gun sicakta buzla sogutulmaya calisilan seyler onunuze konacaktir. Goa’da perisan olmus baliklara garip paralar istediklerini gordum. Elin gavuru da bogaz gormediginden bunlari yemek sanip yiyor. Kura vurunca cok ucuz tabi.

Tavuk tanduri deneyin, guneye dogru ihtimaliniz artar. Bayilacaksiniz. Her siparisinizde paneer denen peynirden koydurma seceneginiz olacaktir. Tavsiye ederim.


Para

Her yer ATM dolu. Yaninizda her ihtimale karsi kredi karti tasiyin ama ben hic ihtiyac duymadim. Garanti paramatik ile Rupee olarak cekim yapiyorsunuz. 100 R yaklasik 3 Lira civari. Cok ama cok dusuk de komisyon odeyeceginiz icin ugrasmaniza degmez.

1 samosa 10 R, 1 masala cay 10 R, kisa mesafe tuktuk 20-30 R, ortalama normal bir oda 400-600 R, kapali dondurma yaklasik 30 R, internet cafénin saati 20 R (Mumbai, Goa, kochi, hampi filan nedense 60 R o ayri).

Bu fiyatlara genelde sabahlari 2 samosa 1 cay ile 30 R’ye doyunca, insan gidip lokantaya oturmaz oluyor haliyle.. Zaten ben sabah aksam sokaktan yedigim icin gida tarafi ciddi ucuza geldi.

Gerci burada bir ayirim yapmak lazim. Hindistan garip sekilde ucuz. Herhalde en ucuz memleket. Bizim paramiza karsi bile degeri cok asagida. Eger uzun soluklu dusunmesem, butceye hic dikkat etmeye gerek yok. Iki ay takilip donecegimi bilsem aklima eseni yapardim. Zaten kisa vadeli gezmeye gelen turistler genelde bu sekilde davraniyorlar ki oldukca haklilar..



Saglik

Her yer eczane dolu. Bizdeki ilaclari bulamazsiniz ama muadili gayet duzgun seyler var. marketlerde dis macunundan deodoranta kadar eksikligini cektigim bir sey olmadi. Hic bir seyin yedeklemesiini yapmaya gerek yok (Sinan ve Piril soylemislerdi ama soz dinlemedim. Bari siz ayni hatayi yapip cantayi gereksiz sisirmeyin).

Yine de mutlaka yaninizda reflor olsun. Sinek kovucusuz ortalikta dolasmayin. Ekim Kasim’da bile adami fena yapiyorlar (ya da sadece beni)..

Islak mendilsiz gezmeyin. En cok onu ve pürel’i kullanacaksiniz. Ama ekstra almayin, buralarda sebil.. mumkunse ayakkabiniz icin bor tozu alin (kanyon outdoor’da satiliyor)’ hem kokuyu hem de mantari filan onler..

Hayatinizda her zaman ihtiyaciniz olacak hepatit A-B ve tetanoz asilarinizi (sonuncunun iceriginde dizanteri de var) yaptirmanizda buyuk fayda var. iciniz cok daha rahat olur.


Alisveris

Buna kayitsiz kalmak cok zor olacak. Her yerde rengarenk, farkli ve anlamsiz ucuz seylerle karsilasacaksiniz. Ama cantanizdaki yere gore hareket edin. Ben bu kadar gezip Pushkar’dan bir bitli turist pantolonu, bir de Amritsar’dan turuncu turban aldim. Turban yerine boynuma sarip ruzgardan, otobuste gunesten, sirasinda kafamin altina yastik yaparak cok cesitli kullaniyorum. Iyi ki almisim.

Hindistan’daki her urunun (ama her urun) uzerinde fiyati yaziyor. O yuzden kontrol edin, turist diye kazik atmasinlar..



Giyim

Bu mevsimler (Ekim, Kasim,Aralik) ziyaret icin en uygun zamanlar. Muson yok, hava ne cok sicak ne cok soguk..

Hafif ve hava alan bir spor ayakkabi yeterli olacaktir. Ben sandalet tercih ettim ama bugun olsa muhtemelen crocks alir gelirim. Sandalet de cok faydali ama cirtcirtlar yuzunden banyoda terlik gibi kullanamiyorsunuz cunku kurumuyorlar. Crocks da boyle bir dert yok. Etrafi kapali oldugu icin yerdeki boka basinca rezil olma ihtimaliniz azaliyor. Terletmiyor, hafif.. 

Hafif bir pantalon yeter, benim gibi ikincisini buradan alirsiniz. Bir cabuk kuruyan sort yeter de artar. Decathlon’dan 3 tane yine cabuk kuruyan t-shirt alin. Bir tane de buradan sevdiginiz bir sey kaparsiniz. Zaten yer tutmasin diye her gittiginiz yerde yikayacaksiniz. Fazlasi cok gereksiz. Bende 5 tane var, ikisini neredeyse hic kullanmadim. Aralik gibi gelirim, ya da havalandirma ve donma korkusu yasamak istemiyorum diyorsaniz yine decathlon’da satilan, yazlik ve yastik gibi olan ince tulumlar var. onlari alip cantanin disina sabitlersiniz, hem de iceride yer tutmaz. Ama bence cok da gerekli degil..

Yaniniza mutlaka 5-6 mandal ve ince dagci ipi alin (ozi sagolsun). Yikadiginiz kiyafetler icin her zaman ip bulamayacaksiniz. Mandali hindistan’dan da alabilirsiniz ama zaten cantaya girecek, hazirliginizi yapin. Mandali oneririm cunku cok defa ruzgarin baskalarina kotu oyunlar oynadigini gordum..




Bunlar disinda

Herkes israrla nereli oldugunuzu soracak. Artik bir sure sonra gina gelecek. Neden bilmiyorum ama Hindustan’li bu arkadaslarin ilk sorulari nereli oldugun. Size ne arkadasim. Bana dis macunu satican, fistik vericen. Sana ne nereli oldugumdan. Artik sabir tasi catlayinca kendimce cozum buldum. Sorana Cinliyim diyorum, yanimdaki kiz da Meksikali. Hangi kiz diyorlar, gormuyor musun diyince konu kesiliyor. Yoksa sorular devam edecek..

Guneste altin gibi parliyorsun ya, herkes sektirmeden “mistir mistir” diye bagirip bir sey satmaya calisacak, muhabbet edersen de yine ilk konu nereli oldugun olacak. O yuzden az goz temasi kurmaya gayret edin, ya da gulumseyip devam edin. Dilenciler icin de durum ayni.

Ben artik “excuse me” diyen arkadaslara “yes I escuse you” diyip yurumeye devam etmeye baslamistim, o kadar yetti yani..





Yabanci dil demisken, Hintliler kesinlikle hintce konusmuyorlar. Dillerinin adi kesinlikle “Englidian” olmali. Siz cahiller icin seslendireyim: “ingilidian”.. (bu arada bu isim onerim Hindistan icinde cok begeni topladi, belirtmeden gecemeyecegim). Cunku abuk sabuk bir dil kullaniyorlar. Ornegin iki kisiyi hintce konusurken duyuyorsun, sonra bir tanesi durup dururken “somehow” diyip hintceye devam ediyor. Ya da mesela sadece rakamlari ingilizce soyluyorlar.

Benzer yuzlerce ornek verebilirim.. Konusmalarina ingilizce bir ya da bir kac sozcuk katmadiklari neredeyse hic yok. Tek farklilik Tamil Nadu eyaletinde. Burada insanlar Fransizlar gibi mumkunse ingilizce konusmak istemiyorlar.

Gokyuzu cok garip, hep bir pusun ardina gizlenmis gibi Gunes. Buylut olmasa da havada bir toz bulutu var sanki. 

Ayrica Hindistan”in tamaminda gokyuzu sahinlerle (Kite) dolu. Ulkenin herhangi bir yerinde kafanizi kaldirip 360 derece dondugunuzde gokyuzunde bu zarif yirticilari gormeme sansiniz neredeyse hic yok..

Yeryuzu ise inek ve kopek dolu.. her kopek uyuz ve mutlaka pireli.. inekler hayatin dogal bir parcasi. Shiva tanrimizin bindigi hayvan oldugu icin kutsal sayildiklarindan en ozguleri onlar..


Ayrica tanri ve ibadet konulari uzun ama  birakin yerelleri, hindu ve budist yabancilari gorup ne kadar dinc, ne kadar saglikli ve pozitif enerji dolu olduklarini gorunce var bu yogada bir keramet diyor insan..







Kuzey'e Veda



Acikcasi biryerleri begenemek Amritsar sonrasi cok da kolay degil.  Hindistan cok ama cok buyuk oldugu ve yillarca gezsen her yeri gormen mumkun olmadigi icin genelde Pirillar’in kitabini takip ederek rotami belirliyorum. Daha once gidilmis ve ispatli noktalar (sirt cantali mantigi ile elbette) guvenli ve ayrica riske girip butcemi asasim da yok. Ustune ustluk Piril ve Sinan ile ayni kafada olunca tercih yaparken kitabi baz almak iyi bir tercih..

Aslinda Amritsar’da gonlume Dhamsala’ya gitmek dusmustu (Sinan’in da onerisi ile) ama Haridwar (rishikesh) ve Jaipur tren biletlerimi Delhi’de halletigim icin rotam kuzey doguya kaymisti bile. Bir de Delhi’de basimin etini yiyen Avustralyali hatun da ayni gunde Dhamsala’ya cikiyordu (Amritsar koguslarinda da karsilastik evet) ve kendisine bir gun daha tahammul gucu kendimde bulamadigimdan orjinal plana sadik kalmaya karar verdim. Yoksa 20-30 liralik tren biletleri vazgecilmeyecek rakamlar degildi. Gerci simdi Dalai Lama ve rahiplerini iskaladigima uzulmuyor degilim. Bir dahaki sefere artik J


Rishikesh - Haridwar


Eger yogadir, ayverdiktir, chakradir filan ilgilenmiyorsaniz Rishikesh cok da ugranilacak bir yer degil. Tekrar yola cikacak olsam rotama eklemem herhalde (ozellikle de ters bir yerde olmasi dolayisi ile).

Bir kere ulasim zor. 3 vesait degistirmeden huzurlu topraklara ulasmak mumkun degil (tabi benim gibi butce derdiniz varsa. Aksi taktirde bir tuktuk’a atlayip 250-300 R’ye Pasa pasa gitmek de mumkun). Haridwar’a tren-otobus ile gidip oradan lokal otobus ile (30 R) Rishikesh’e ulasmak (20 km) yol calismalari sebebi ile 1 saati geciyor. Rishikesh otobus garina sirtinizi verip sola dogru yururseniz 10 dakika sonar kesistiginiz yoldan 5 R’ye (10 diyorlar ama 5) paylasimli tuktuka atlar (bildigin dolmus mantigi)  1 dakikaya merkeze varirsiniz.

Rishikesh, Ganj’in iki yakasinda, birbirlerinden yurume mesafesi yarim saat uzakta iki metal koprununun ayirdigi bir meditasyon merkezi. Ganj, kaynagina 80-90 km uzakta oldugu icin hic goremeyeceginiz kadar temiz. Uzerinde rafting yapiliyor. Benim bile giresim geldi. Gayet temiz ve ciplak ayakla yurunen, sakin bir kumsali var. millet oturup meditasyon yapiyor.








Turiste alisik ve yapiskan olmayan marketi gecince cok fazla guest house secenegi var. Ben yine kusursuz tercihlerle en guzel gozukenine kapagi atip (250 R hem de) gece perdenin arkasinda cam olmadigini farkedinceye kadar dondum. Bildigin camsiz oda satmis adamlar :)


Sokaklarda adim basi bir Ashram ve yoga merkezi, hic olmadi masaj salonu var (mutlu sonlu olanlardan degil, turk erkeleri bosuna ugramasinlar). Rishikesh’i meshur eden Beatles uyelerinin geldigi Ahram artik kapali, ama gidip gormek mumkun. Kaali ve bakimsiz olmasina ragmen etraftaki en guzel mekan onlarinkiydi.




Bu arada sunu soylemek lazim, Hindistan’da heykel sanati oldukca gelismis durumda. Trende ya da otobuste ilerlerken olur olmaz yerlerde, tepelerde filan kocaman heykeller cikiyor karsiniza. 






Ama bunun uc noktasi su ana kadar Rishikesh. Haridwar’da (abartmamaya calisiyorum, daha fazla alabilir) 15 metre yuksekliginde, 7-8 metre eninde devasa bir Shiva heykeli karsiliyor ziyaretcileri. Rishikesh ashramlarinda da muazzam guzellikte ve oldukca buyuk, detayli heykeller cikiyor karsiniza.







Buraya yoga icin gelmis olsam kendimi cennette hissederdim ama hic ilgimi cekmedigi ve derslere devam edecek zamanlamaya sahip olmadigim icin hic bir kapidan girmedim. Dedigim gibi, benlik degil. Ama sakin, huzurlu (Hindistan ve bu sifatlar pek uymuyor farkindayim) ve ilgili olana cok secenek sundugu kesin..


Jaipur 

Sonraki adim Rajistan’in baskenti Jaipur. Binalarda kullanilan taslarin rengi sebebi ile “penbe” sehir olarak da aniliyor. Sua ana kadar uzak ara kaldigim en temiz ve duzgun iletisim kurulan guest house’u da burada buldum. “Chit-Chat” icin (500 R. biraz fazla ama deger) Trip advisor’a girip yorum bile yazdim  sabahin 4’unde kapilarini calmama ragmen (evet tren o zaman vardi) guleryuzle karsilanmak oldukca degerli. Hindistan gezerken isik alan ve pencereli bir oda, temiz carsaflar, sicak su akan bir dus ve wifi bilesenlerinin ne kadar zor oldugunu bir bilseniz.. hem de tren garina cok yakin.. bu sayede sabah erkenden kalkip Jodhpur biletimi de halletttim.

Ardindan yine gardaki ofisten devletin organize ettigi bir sightseeing turu satin aldim (350 R. oldukca iyi bir fiyat sayilir. Tuktuk sadece Amber Fort icin o kadar para istiyor. Ingilizce mi hintce mi konustugu Hintliler tarafindan da anlasilmayan, kovboy sapkali karikatur bir rehber amca tarafindan otobusle tum gun, onemli her noktaya ugradik. Eger yalnizsaniz (tuktuku paylasmiyorsaniz ve butce derdiniz varsa bu tur iyi bir secim olur. Cunku sehir buyuk ve bazi onemli yerler sehir disinda.










Jantar Mantar, gezilen yerler icinde kisisel olarak ozellikle ilgimi cekti. Gokyuzunu anlamak ve gozlemleri formule etmek icin (evet buna astronomi diyoruz biliyorum) insanoglunun gecirdigi evrimi, merakini, cesaretini, israrini bu genis parkta gormek mumkun. Devasa boyuttaki gozlem araclarina baktikca, bunlari tasarlayan zihinlere daha da hayran oluyor insan. 








Onlarin bu merakinin bizleri sirtinda tasiyip yuzyillarca ileri goturdugunu izlemek muthis. Sanirim siyah sutuna dokunan maymun ile en dogru yere parmak basmis Kubrik amca..

Hindu, musluman ve hiristiyan inananlarin ayni anda ibadet etmelerine imkan taniyan bembeyaz tapinak da ayrica cok ozeldi (rehberden anladigim kadari ile dunyada tekmis).





Sehirde guzel cok yer var ama Hindistan’da gordugum en etkileyici bir kac yerden biriyle, “Amber Fort” ile hem turu hem de gunu kapatmak oldukca keyifli oldu. Sadece sabahlari 2 saat izin verilen fil uzerinde turistik cikis haricinde saraya tabanvay ya da tikis tikis binilen ve 30 R odenilen cipler ile de ulasmak mumkun.




Saray kale karisimi mekanin ici cok ince dusunulmus detaylarla bezeli (daha once bahsettigim igibi disi guzel ici bos olanlardan degil). Alan, ic ice gecmis avlular butunu. Merdivenleri ve kapilari asip farkli ve daha yuksek avlulara ciktiginizda, karsilastiginiz guzellikler hep surpriz yapiyor gozlerinize..





Mum alevinde gunduz vakti de yildialar gibi parlasin diye kucucuk camlardan insa edilen etkileyici tavanlar, kralicenin penceresinideki vitray sekillerin birebir kopyalandigi bahce peysajlari, kadinlarin etrafa gozukmeden ayaklarini serinletmeleri icin zarif su kanalari, gece isiklandirmasi ve kucuk golundeki yazlik “kacamak” mekani.. Hindistan’da ilk kez bu kadar ince dusunulmus bir yapi ile karsilastim. Ve bu zerafet ister istemez insani etkiliyor. Bu kitanin mutlaklari arasina girecek bir yer “Amber Fort”..










Pushkar

Jaipur’daki ikinci gunumde, guest house’un sahibinin onerisine uyup gunubirligine Pushkar’a gittim. Tabi yine local otobus ile J 3 saat suren yol icin 150 R odemeniz lazim. Once Ajmer’e, oradan da baska bir otobus ile (10 R) Pushkar’a variyorsunuz ve bu yaklasik yarim saat suruyor. Ajmer buyuk bir gol etrafina kurulu, su goren her toplumda oldugu gibi belli medeniyet seviyesinde bir sehir. Daha girisindeki Vespa dukkani (ki her yer sadece Hero Honda olan bir memlekette) ile cok sey anlatiyor zaten.

Pushkar’da ayni sekilde ama cok daha kucuk bir gol etrafina kurulu, etrafi 1000 (yaziyla bin) tapinak ile cevrili bir ibadet ve hac kasabasi. Tum golu yuruyerek yarim saatte dolasmak mumkun. 




Ayrica gordugum en guzel ve renkli pazar da burada..bir de ayni oranda huysuz saticilari var.. Kasim’da gerceklesen “Camel Fair” ana gecim ve kaziklama donemleri oldugundan, alisveris yapmayan turiste haliyle ters davrandiklari oluyor. Yine yerli halkin soyledigine gore deve festivalinin hemen oncesi ve sonrasinda konaklama dahil fiyatlar 3-4 katina cikiyormus. Festivale binlerce parali turistin geldigini dusunecek olursak, sezonluk paralarini neredeyse 1 ayda cikariyorlar demektir.




Ayrica para koparmak icin turistleri “kucak”layan rahipler, sizi gol kenarina goturup bir bileklik takma sozu ile dua etmenizi ve adaklar adamaniza vesile olacak, karsiliginda da euro, pound ve dolar uzerinden bagis isteyecekler (acik secik para birimi ile tercih yapiyor adamlar). Keyif sizin, ben hastos diyerek seramoni sonrasi (cunku bedava oldugunu defalarca belirtmelerine ragmen) rahibi yalanlari ile bas basa biraktim..





Kasabanin hemen arkasinda col basliyor. Merkezden yaklasik 10 dakika yurume mesafesinde. 




Henuz erken tarihler olmasina ragmen yine de develer gelmeye, cadirlar kurulmaya baslamis. Esas cumbus 3 Kasim Divali sonrasi olacakmis. Isik festivali kutlandiktan sonra’ festival baslangici olan ayin 9’una kadar buralarda igne atsan yere dusmez diyorlar. Ben ise 31 Ekim itibari ile buradayim ve 9 gun daha bu eyalette zaman gecirmemek mumkun degil. Yoksa festival acilisinda burada olup deve yarislarini seyretmek bambaska bir deneyim oluacakti. Yine “bir dahaki sefere” demek lazim galiba :) Insanin bu kitaya ayak basinca bir sekilde ozlememesi mumkun degil sanirim, ve bir yolunu bulup geri gelmemesi..








Jodhpur

Jodhpur Hindistan’da simdiye kadar sikildigim tek sehir oldu diyebilirim.Zaten kucucuk sehri 1.5 saatte yuruyerek hayatin aktigi saat kulesi ve etrafini dolasmak mumkun.




Genelde baharat satildigi icin pazari cok dolu ama bir o kaadar bos geldi. Dogru duzgun internet café ya da komurle calismayanini bulmak mumkun degil. Altyapi ilk kez yine burada yavas. Komik ama o kadar gezip sokak saticilarinda “cay” icecek bir yer bulamadim, hem de Divali coskusuna ragmen. Bu ne bicim Hindistan ulan. Normalde sokaklarda yan yana 3-4 tane olurlar ve secim yapamazsin, burada bir tane bile yok.. Jodhpur da mavi sehir diye aniliyor. Sebebi de duvarlarinin maviye boyanmis olmasi. Kalesine cikinca da guzel bir goruntu sunuyorlar. Ama bu tip binalar (eski jodhpur denebilir) hem cok az, hem de bir cogunun sadece kaleye bakan kisimlari boyali. Eski gelenek fazla turistik bir hal almis. Dolayisi ile hissiyat pek hos degil.

Yine de 10 R karsiligi yerel minibus ile gidilen Mandora Bahceleri oldukca guzeldi. Icerisindeki tapinak mimarisini ileride Hampi’de ziyadesi ile gormeyi umuyorum ama guneyden once buralarda karsilasmak cok hos bir tesaduf oldu. 








Sonucta ikinci gun yapacak bir sey bulamayip fenaliklar gecirdigim bu sehri kimseye tavsiye etmem. Gecerken ugramaniza bile gerek yok bence. Illa gelecekseniz, tum sehirde oldugu gibi nefis bir terasi ve kale manzarasi olan Sarvar (350 R) ya da Tuk-tuk Café’yi tavsiye ederim..



Udapiur

Keyisiz Jodhpur sonrasi ilk otobus yolculugum ile Udaipur’a gectim. Divali sebebi ile tren ya da otobuste yer bulmak namumkun. O yuzden pahali olmasina ve sadece 5 saat sureecek olamsina ragmen en pahalisindan bir Volvo otobus ile yol yapmak zorunda kaldim. Havalandirma sabahin 6’sinda bile sonuna kadar acik olunca usuttu haliyle ama kisa sure sonra kistilar da herkes rahat etti. Yoksa ben de Pirillar’in kotu deneyimleri ile karsilasacaktim. Gerci daha onumde uzun bir Guney var ve yasama ihtimalim hic de az degil..

Udaipur’a Divali gunu indim (3 Kasim). Tren ve otobus istasyonlari sadece birbirine yakin, sehre uzaklar. Bende tuktuk alerjisi ve parayi cepte tutma cabasi oldugu icin (o 100-150 R ile 3 ogun karnimi doyuruyorum da)cantayla 40 dakika yuruyup, bolca tariff alarak merkezi buldum. Ama festival sebebi ile burasi da em pahali hem de yer yok. Yine de sansa ve bikip usanmadan sorarak gayet temiz bir aile pansiyonuna (Girdwar Niwas -  400 R) cantayi attim.

Sehir kanallar ve kopruler ile donatilmis. Pichola golunun etrafindaki sehirde bir kac adacik ve bazilarinda da sarayciklar var (ve evet, bunlarda kalinabiliyor. Sicak suya alerjim oldugu icin tercih etmedim, yoksa cuzdanim ile alakali degil).

Genel izlenimim icinden sular akan, nehirler gecen ve birbirlerine koprulerle baglanan buyukce bir Kas izlenimi verdigi.. cok sakin (tum divali senliklerine ragmen) bir havasi var. Insani guzel, tum sokaklari ile net olarak huzurlu bir dunya vaad ediyor. Ara sokaklara dalinca bir sekilde karsiniza su mutlaka cikiyor.insan Jodhpur’da iki gun heba edip burada buraya 1 gun ayirmaya uzuluyor haliyle. Sevgilinle sokaklarinda kaybolacagin, gece koprulerinden ve teraslarin uzerinden sehri seyredecegin,sessiz ve keyifli bir cografya burasi..

Ve Divali.. zaten Hindistan’i ziyaret etmenin en guzel guzel tarihleri Ekim ve Kasim sanirim. Gelmisken de ayarlayip bir sekilde bu festivali gormeden ayrilmamak lazim.. hangi sehir oldugu cok onemli degil desem yalan olur. Hepsi keyiflidir tabi ama ornegin Delhio, Jaipur gibi buyuk sehirler ve sansa benim de tecrube ettigim Udaipur gibi yerler dogru tercihler olacaktir. Festival zamani her yer ledler ile binalarin dikine olacak sekilde rengarenk isiklandiriliyor. Goldeki ve kanaldaki tum binalarin boyle oldugunu ve sudaki yansimalarini da katarsaniz renk ve gorsel cumbusu az da olsa tahmin edersiniz belki..Yerden firlatilan renkli fuzeler ve otellerin govde gosterisi yaptigi havai fisekler ile gorsellik tarifsiz oluyor. 








Festivalin bir de eglence kismi var. coluk cocuk basta olmak uzere hemen herkes sokak aralarinda maytap patlatiyor. Deli gibi ses cikaran (ozellikle dar sokaklarda) bu kulaga zarar oyunvaklar gece yarisindan sonra bile sehrin dort bir yanindan yankilandi. Basta polis alerjisi sebebi ile tum o sesler ve ardindan cikan duman insana eski tecrubeleri hatirlatmiyor degil tabi :) Tum capulculara selam olsun..

Ozellikle de turist goren cocuklar saklanip pusu kurduklarindan en cok memleketin yabancilari zarar goruyor bu eglenceden ama sikayet ettigim de soylenemez.. ve bu festival icin hic de ucuz olmayan o patlayicilar ve fisekleri nasil bol kullandiklarini, bu fakir insanlarin her bir degerli rupilerini buraya harcadiklarini gorunce bir kez daha seviyorsun bu memleketi. O kadar naïf ve maddiyattan uzaklar ki..





Bizim bayramdan bayrama yikanma espirimiz Hindistan’da gercege donusuyor bu arada. Herkes pur-i pak, yepyeni ve utulu kiyafetlerini giymis, sokaklarda arz-I endam ediyorlar. Bu insanlari bir kez daha bu kadar hijyenik gormek icin 1 sene beklemek lazim sanirim :)

                       
Hindistan’da unutulmaz diyecegim yerlerden biri oldu Udaipur, bir kenara yazin.. 

Buradan sonra Mumbai ve sicaklar basliyor..