Benim endonezya ile ile ilk temasim oldu Sumatra .
Dunyanin en cok musluman inanana sahip ulkesi olmasi, gezdigim digger tum Asya
ulkelerindeki (south east asia – SEA) rahatligimin da kaybolacagi, yeniden
kendimi programlamam gerektigi endisesi vardi. Ama tum kaygilarimin bosa
oldugunu kisa surede gordum..Gerci Sumatra’da ciddi bir Batak ve Hristiyan cogunluk var. ozellikle kuzey-bati (uleyn bak
yazarken yine kafam karisti. Adanin sekli bir acayip. Muzumsu bir cografya.
Doguya miyoksa guneye mi dogru uzaniyor belli degil.resmi olarak Dogu-Bati diye
parcalara bolunmus ama gunesin pozisyonu hic buna uymuyor (uyuyor tabi de ben
salagim). Uzun yolculuklarda gidilecek yone ve gunesin nerede kalacagina gore
tren ve otobus biletlerimi aliyorum. O sicakta gunes tarafinda oturmak olum
cunku. Ama Sumatra’da bir kere tutturamadim)
Bu satirlari Java ve Bali’yi gordukten sonar yaziyorum. Sumatra bambaska bir dunya. Endonezya’ya bagli olmasi
disinda ulkenin geri kalanindan tamamen farkli (simdiye kadar gordugum kadari
ile). Yemek kulturu, insani, dogasi, fiyatlari, yasam sekli ile kendi basina
memleket..
Bir kere su
“Jungle” ne demekmis burada dank etti. Doga ananin yollari, asfalti, elektrik
direklerini, evleri nasil avucunun icine aldigini, kendi kurallarini “medeniyete”
nasil kabul ettirdigini deneyimlemek cok
etkileyici. Burada patron benim deyisini her an hissediyorsunuz. Adada
ulasim cok zor cunku nereye yol yapsaniz yesil gelip 1-2 ay icerisinde asfalti
delip geciyor. Sular daglardan butun hasmeti ile akip ne var ne yoksa onune
katarak okyanusa ulasiyor. Benim gibi deliler ve zorunda olanlar haric kimseye
karadan ulasimi onermem. Ya da otobus kullanacaksaniz perisan olmayi,
boynunuzun gunlerce tutulmasini, totonuzun oturmaktan morarmasini goze alin. Ve
alinca da bambaska, nefis bir doga ve dunya guzeli insanlarla tanismaya da
hazir olun. Cektiginiz zulmun bir karsiligi olmali J
Muzik Sumatra’da hayatin icinde herkes caliyor, herkes ingilizce sarkilari ezbere biliyor. Dumai’de, Endonezya’daki ilk adimlarimda, 9-10 yaslarindaki bir grup cocuk cep telefonlarindan Justin Bieber’den Metallica’ya kadar mantiksiz muzik cesitliligini dinletip, sarkilari bilip bilmedigimizi sorguya cektiler..
Sokak calgicilari her yerde. Ellerinde kucuk-buyuk (normal) gitarlarla sokaklarda gezip, warunglarda masa aralarinda gdolanip, her otobus ve bemoya atlayip kucuk resitaller verdikten sonra bahsislerini toplayip yollarina devam ediyorlar. Mutlaka kucuk de olsa bir seyler vermeye ozen gosterin derim.
Belki muzik onlari bu kadar guzel ve farkli yapiyor, ya da tam tersi ama Guney Asya’nin sanirim uzak ara en canayakin ve guzel insanlari bu adada..
Yemekler ilk basta Endonezya’nin geri kalanina benzese de,
kullanilan baharatlar acisindan cok farkli. Burada “spicy” gercekten aci ve
onceden belirtmezseniz onunuze konan tabak cok uzucu sonuclar dogurabilir. Ben
yolda aci ve baharata iyice alistim ve sevdigim icin sorun yasamadim ama cok
arkadas surundu (bu arada aci sadece yerken hissediliyor, gumruklemede hic bir
dert yok)
Redang denen, buraya ozel bir tad var (hos, Java’da da bazen
bulmak mumkun). Alamet-i farikasi
et. Uzun uzun, hindistan cevizi sutu ile pisiriliyor. Curry gibi icinde bolca
sebze var ve tabi ki pirinc ile servis ediliyor. Cok ama cok lezzetli. Bak yine
agzim sulandi. Ayrica sumatra disinda Avokadoyu bu kadar bol kullanan (ve
yetistiren) baska ada yok. Meyve suyu da cok lezzetli oluyor. Tabi her yerde
oldugu gibi meyve sularina, shake’lere hep seker katiyorlar. Hatta avokado suyu
isteyince icine genelde cikolata konuyor. Benim gibi sekerden hazzetmiyorsaniz
siparis sirasinda mutlaka uyarin.
Gordugunuz her curry’ye atlayin, cok lezzetliler. Ayrica
Asya’da sadece Endonezya’da gordugum, tofu gibi soya bazli “tempe ” inanilmaz lezzetli. Ve tofunun o
jolemsi, karaktersiz hali de yok. Tempe
curry Asya’nin en guzel tadlarindan biri, kacirmayin.. genelde “Padang ” ya da “warung”
yazili camekanlarin ardindaki buyuk genis tabaklar icerisinde 8-10 cesit “kuru”
yemek bulacaksiniz. Oncelik pirincte. Sonar istediginiz yemekleri pirincin
etrafina dizdiriyorsunuz. Balik ve ete buralarda hic yanasmadim ama kizarmis
tavuk hep hayat kurtardi. Zaten Endonezyalilar KFC ve benzeri lokal tavuk
restoranlarina bayiliyorlar. Sokak saticilarindan da gonul rahatligi ile tavuk
alabilirsiniz.
Ayrica bu lokantalarda neredeyse hep tempe ve sebze bulmak mumkun. Zevksiz
veganlara duyurulur J
Sectiginiz yemeklere gore fiyatlar 2-3 dolar arasi. En pahalisi tavuk. En ucuzu tabi ki sebze
ve balik..
Ulasim
Ulasim cok ama cok zor. Ya otobus ya da ucak
kullanacaksiniz. Tren sadece guney-doguda, o da kisitli olarak var.
Kisa mesafeler icin “Bemo” denen, minivanin da minisi, ici
seni disi beni yakar araclar her yerde. Ucuzlar ama bunun da bir bedeli var.
iceride preslenmeden oturmak, kcuaginda bir baskasinin cocugu, ayaklarinin
altinda torbalar olmadan yol yapmak mumkun degil. Ben bu hali seviyorum o
baska..cantaniz gibi gorece buyuk her sey teras kata alinip sabitleniyor. Ama o
sabitleme islemine bizzatkatilin derim. Bir kez benim sadik cantam (sansa
durmak uzereyken) kendini tutamayi intahar etti.
Daha once didimdi ama Sumatra’da “karayolu” kavrami yeniden
yaziliyor. “Trans Sumatra Highway ”
denen whyhighonewhy’a birak otoban, yol demek kolay degil. Bir kere asfalt iki
otobusun karsilikli gecebilecegi kadar genis degil. O yuzden size dogru gelen
arabadan genis her arac icin sol tekerler once topraga inip (evet, trafik
soldan anacigim) sonar kot farkina tekrar geri cikiliyor. Eh burasi da
”highway” oldugu icin ayni aksiyon hic durmaksizin devam ediyor. Hele uyumaya
calisirken kafanizin yaninizdaki arkadasla carpismamasi icin ozel caba
sarfetmeniz lazim (uyurken ne cabasi demeyin, kafayi bir kere toslayinca
beyincagiz onlemini aliyor)..
Ve tabi bizim hirsizin bugune kadar basardigi en guzel seyin
ne oldugunu da hatirlama sansizin oluyor seyahat ederken. Endonezya, ama ozelinde Sumatra sigara demek. Hem
de cok ucuz sigara.. ve bu “Sumateran”lar, otobus, minibus, hastane,
postane dinlemeden tutturuyorlar mereti. Bizim 10-15 yil onceki halimiz gibi,
ya da daha kotusu.. Canli Mad Men seyrediyorsunuz sanki.. otobusler duman
bulutu. Sigaralar dibine kadar cigerlere cekilip filtreler koridora atiliyor.
Soforler o korkunc yollarda tek elleriyle viraj alirken diger elleriyle
sigaralarini yakiyorlar. Baska yerde, ve hatta Hindistan’da bile
yasayamayacaginiz bir deneyim (ben de iyice mazosist oldum galiba)..
Kuzey’de, ozellikle Dumai etrafinda yollarin kotulugunden
otobuslerin on camlari boydan boya tel kafesler ile korunuyor. Teslar sekip cam
kirdigi icin sadece “kapitanin” onunde kucuk bir bolum acik.. Con Air sanku
mubarek, bir tek zenci gardiyanlar eksik..
Sehirler arasi otobusler “air-con” ve “cam-con”..aralarinda
buyuk fiyat ve kalite farki yok ama klimaya alisik ve hazirlikli degilseniz
adamin bobreklerini yolda birakir..en guzeli hem ucuz, hem havadar cam-con’lari
secmek. Boylece sigara dumani icin de gorece cozum bulmus olursunuz..
Standart duzgun bir bungalow (tuvalet bazen iceride bazen
ortak-fanli) 5-6 dolari gecmiyor. Hele iki kisi geziyorsaniz saka maka
neredeyse sudan
ucuz J
Her daim temiz carsaf bulacaginizi garanti ederim.
Bukittingi disinda dorm secenegi yok (ki orada da sadece bir hostel var – smile
guest house). Ve hic eksilmeyen guler yuzlu personel de cabasi. Bir cok yerde
fiyatlara kahvalti da dahil. Yine de bastan sorun.
Tayland’in guneyindeki bazi yerler haric ilk (ama son degil)
sifon yerine kovayla ardinizi temizlemeniz gerekecek.. cogu yerde klozet degil
comelmeli tuvalet tek sansiniz (ulen 9-10 ayda Turkca’yi iyice unuttum,10
dakikadir Alaturka-alafranga’yi hatirlamaya calisiyorum)..
Ne Yaptim Ne Ettim
Ucarak seyahat etmek de gezmek elbette, ama kiyaslayinca
ucmadan yapilan yolculuklar kesinlikle “gormek”, tanimak ve anlamak demek..
zorunda kaldigim (baska secenegin olmadigi iki ulke haric) hep hostessiz
hareket ediyorum.. tabi bunda zaman kisitimin olmamasi avantaj. Ama seyahat
edecek herkese, en azindan karadan yolculugu bir kere denemelerini tavsiye
ederim.. ulkenin insanini, aliskanliklarini, yasam sekillerini daha iyi
ozumseyeceginiz baska yol yok..
Fena sayilmayacak bir planlama ile (aferim Orcun)
Bangkok’tan 24 saatlik nefis ve 35 dolarlik bir tren yolculugu ile Malezya
sinirlarindaki Butterworth’e, oradan otobus ile (tren de yapabilirsiniz ama
beklemeniz gerekir) Kuala Lumpur’a (bend aha once geldigim icin kalmadim) ayni
gun de yine otobus degistirerek Melacca sehrine vardim.
Melacca SEA’nin en eski en guzel liman sehirlerinden biri. Amsterdam vari
kanallarinin uzerindeki kafelerde yorgunluk atip uzun sokaklarinda yurumek ve
koloniyel donemi (dutch) yasamak mumkun..
Melacca’dan gunde 2 kere (10:00-14:00) hizli feribotlar sizi
Sumatra’ya, Dumai’ye bagliyor.30 dolara, 2.5 saatte Endonezya’dasiniz.
Ben Malezya kapisindan cikis yaparken Turk oldugumu gorunce
suratlar asildi. Pasaportum alinip iceriye girildi, 30 saniye sonra da bir
ofise cagirildim. Icerideki basi bagli “officer” ablamiz, sadece 3 gun once 2
turk’un Dumai’den geri cevrildiklerini, geceyi feribotta gecirip buraya geri
dondukten sonra KL’den ucus bakmaya gittiklerini soyledi. Istersem hic feribota
binmeden, parami iada edebileceklerini ve zaman kaybetmememi saglayabileceklerini
cok nazik bir sekilde onerdi.. uzunca dusundum. Ucmak yerine, hele bu kadar
yakinken sansimi denemek istedim. Sonucta o iki arkadasin geri cevrilme
nedenini de bilmiyordum..
Dumai’ye varildi. Imigration office’de pasaportlar ilgiliye
verildi. Ben soguk soguk terliyorum tabi.. iceri cagirildim ve karsima oyle
sonradan olma filan degil, bildigin anadan dogma bir gay memur cikti..
kendileri beni uzun uzun suzdu, sonra aniden hic beklenmedik bir sey yapip
sirtimdaki cantayi indirmeme yardim etti (fay efenim ne nazik arkadaslar bu
gayler).. masasinda karsilikli oturup uzun uzun sohbet ettik. Resmiyetten uzak,
bol bol nahos guluslu, abarti kahkahali, ic gecirmeli 10 dakikanin icerisinde
kiz arkadasim oldup olmadigini bile sordu..
Karsi cinsten hoslanmiyormus gibi yapmak (ipne orcun) cok
zor olmadigindan, kendisi ile hafif flort eder gecen bu “tatli” sohbetin
ardindan ve yalan facebook bilgilerimi de kendisine vererek o damgayi o
pasaporta “vurdurttum”..
Endonezya hafif nahos basladi anlayacaginiz. Diger Turklerin
muhtemelen baska sorunlari vardi (ya da fazla maco kaldilar), buradan
Endonezya’ya giris normal sartlar altinda problemsiz olmali..
Bukit Lawang
Ayni gun Medan’a uzun ve “unutulmaz” bir gece otobusu
yolculugu ile vardik.. hic bu baskentte kalmadim ama gectigimiz ana caddeler
bile neden SEA’nin en az sevilen ve ugranilmamasi gereken sehri oldugunu
anlamaya yetiyor. KL’den buraya ucmak, hele biraz erken aldiginiz biletlerle
inanilmaz ucuz. Ama kimse burada gecelemek istemiyor. Mumkunse siz de bu pis,
kaka sehirden uzak durun..
Vardiginiz otobus terminalinden sehrin digger ucundaki bir
baska terminale gecis yapmaniz lazim (Bemo/3000 R). oradan da orangutanlarin
kalbine, Bukit Lawang’a bir baska Bemoyla ulasacaksiniz (2.5 saat/20.000 R)
Yine hoplamali, ziplamali bir maceranin sonunda kasabaya variyorsunuz.
Unutmadan, burada an itibari ile ATM yok, en yakini 11 km uzakta ve ocek”e
(mototaksi) atlayip en az 20.000 odemeniz lazim. Kisacasi ekstra nakit cekerek
gelin..
Bukit Lawang gurul gurul akan bir nehrin iki yanina
kurulmus, tek motivasyonu orangutan turizmi olan, dunya tatlisi bir kasaba..
5-6 yil once, buyuk yikintiya yol acan selden
sonra tekrar toparlaniyorlar.. Ben ve Ana, daha once tanistigim (bknz. Kambocya
macerasi) Fransiz ciftin onerisi ile hic vakit kaybetmeden Rain Forest Guest
House’a cantalarimizi attic.. nehre sifir, bol hamakli, odalari cibinlikli,
tanidigim en muthis calisan grubu ile ilk dakikadan itibaren gonlumuzu
kazandirlar..
RF cook popular, bir cok guide oranin kafesinde oturup
ziyaretcilerinden is koparmaya calisiyor. Biz de bir tanesi ile uzun
pazarliklar sonunda ertesi gun icin anlasip (2 gun 1 gece/50 Euro) kendimizi yemege
verdik.
Yedigim en
lezzetli curry’leri Ella ve Nora’nin ellerinden tattim..Ella’nin sesi muthis. Her
aksam gitar calan guide’lar esliginde konserlik performanslar dinledik.. RF
ekibinin nesesi en suratsiz almanlari bile guldurur haldeydi..yolculugumun uzak
ara en guzel insanlarini Sumatra’da, ama ozelinde Bukit Lawang’da tanidim.
Simdi sansim olsa, nereye donmek istersin deseler RF ve Bukit Lawang derim..
Ya bir de Ella’dan Guacamole yemeyi ihmal etmeyin,
hayatinizin hatasi olur..
Kasabada herkesce “jungle Flower” ve “jungle Juice” denen
iki kavram var. ilki marihuana yerine sardiklari, neredeyse her yerde bulunan
ama toplarken buyuk gizlilik icinde yaptiklarindan hangi bitki oldugunu
anlayamiyorsunuz..bendeniz “ot ziyani” olarak bunu da denedim ve yine bir halt
hissetmedim.. digeri de daha sonra cokca gorecegim, “Arak ” diye gecen, palm tree suyunu fermante
ettikleri lokal icki. Tadi igrenc ama anlamsiz ucuz. Ikinci bardaktan sonra
malum hep leziz zaten..
Buraya gelen herkesin tek bir amaci var, turuncu
dostlarimiz.. zaten orangutan Malay dilinde “man from forest” demek.. onlari
ucuza getirip Taman Nasional Gunung Leuser’in hemen icindeki beslenme platformunda
gormek de mumkun. Ama buralara kadar gelmisken ormanin, jungle’in icinde,
onlarin yasam alanlarina girmek sansini kacirmayin..
Biz sansliydik. 4 yari vahsi disi orangutan (hep bebekleri
ile beraber), iki kerede cok az
rastlanan vahsi erkekle karsilastik.. erkeklerden biri bize guvenlik
sinirlarinin otesinde yaklastiginda, o iri ve etkileyici cussenin guideleri
bile ne kadar korkutturunu gormek garip bir histi..
Gece kampini nehir kenarinda, onceden hazirlanmis basit bez
barakalarda geciriyorsunuz. Su kenari ruzgar sayesinde hic sivrisinek sikintisi
da cekilmiyor.
Nehirde dus, kirli yikama, aksam yemegi, sabah yola cikmadan
ve kahvalti oncesi yeniden yuzme ve yola cikis. Isteyen kucuk bir fark odeyip
“tubing” yaparak da kasabaya donebiliyor (tubing icin bknz. “Laos ” macerasi)
ama ben ve Ana yurumeyi tercih ettik.
Insanin eline kac kez gecer bu firsat..
Bir daha sansim olursa, tum ormani guneyden, Bukit Lwang’dan
baslayarak gecip, kuzeyde Ketambe kasabasinda sonlandirdiginiz 1 haftalik turu yapmak
isterim, 200 euro civariydi, butcem elvermedi ama ormanin iyice iclerine girme
arzumu anlatmak mumkun degil..
Bu iki uc gunluk rotalarda trekking cocuk oyuncagi degil.
Ciddi inisler ve zorlu cikislar var. hele bizim gibi yagmur ustu yuruyorsaniz zemin
cok kaygan. Ama biraz dikkat ve sukunet ile, saglik sorunu olmayan accuk fit
herkes basarabilir..
Orangutanlarin gozlerine baktiginizda sadece insane
goruyorsunuz, cok garip bir duygu. Ve muazzam esnek, cok zarif ve guzeller.
Sumatra ve Borneo , yeryuzunde orangutanlari
dogal yasamlarinda gorebileceginiz yegane yerler. Sumatra
orangutanlari daha buyuk ve kirmizi. Ayrica borneo’dan gelen guney koreli bir
cift, Bukit Lawang’in cok ama cok daha guzel ve etkileyici oldugunu soyledi.
Onlarin yalancisiyim..
Dunyanin en buyuk krater golu. Oyle ki; golun ortasindaki
Samosir adasi Singapur buyuklugunde. Bukit Lawang’dan direct kalkan turist
minivanlari (250.000 R) yani 25 dolar
civari. Kisa sureli geziyorsaniz hic dusunmeyin atlayin. Ya da butcenize dikkat
ediyorsaniz benim gibi Medan’a yine Bemo ile donup, yine Lake Toba
otobuslerinin kalktigi terminale ara gecis yapip 50.000 R’a Parapat’a,
feribotlarin samosir adasina kalktigi kucuk kasabaya varabilirsiniz. Feribot
sizi 10.000’e Samosir’deki mekaniniz, Tuktuk kasabasina atacak. Toplam 85.000’e
misler gibi vardiniz iste..ayrica Tuktuk’da resort’tan en kucuk GH’a kadar
neredeyse her yatak secenegi gole sifir. Haliyle feribot cok sempatik bir
hareketle sizi istediginiz mekanin onune birakiyor. Kapiya servis boyle bir
sey..
Tuktuk’da yan yana en az 30 farkli otel-GH secenegi mevcut.
Pahalilar zaten belli, ama eger
adam basi 5 dolar verirseniz, dunya guzeli bir bahcesi olan, 3 adimda gole
atlayabileceginiz, sicak suyu da akan (toba soguk oluyor, sicak su klimadan
daha degerli) Harelaya’yi oneririm.
LP liberty GH’u oneriyor ama iki arkadas kaliyordu ziyaret
ettik. Ben bu kadar sivrisinegi hic bir arada gormemistim.. muhtemelen koyun
icinde, ruzgarsiz kaldiklarindan sivrisinekler cirit atiyor. Arkadaslar da
ertesi gun bizim tarafa guvenli bolgeye tasindilar..
Toba, Batak halkinin merkezi.. Batak evleri, agir yagmurlu
gunlere gore zekice dizayn edilmis, zerafet timsalleri. Insanlari cok ozel ve
guzel (eskiden yamyamlarmis o ayri, karistirmayin. Lan, yoksa ondan mi bu kadar
misafirperverler, evlerine davet ediyorlar). Musluman bu bolgede cok az, ya
batak ya da hristiyanlar var..
Ayrica golun, haliyle kraterin duvarlari o kadar yuksek ki,
bulutlarin aldiklari sekiller, gunesle beraber ortaya cikan renkler tarifsiz..
tabi bu guzellikler genelde size ogleden sonra yagmuru olarak geri
donuyor..saat 2-3’ten sonra motosiklet uzerinde olmamanizi oneririm..
Yemek icin Jenny’s Restaurant ilk secim.. barbeku balik
(ahanda kolum kadar hemi de) 4 dolar, ve oyle boyle lezzetli degil. Onun disinda
karisik meyveli pancake ve tempe
curry’yi de atlamayin..
Ben iki gun dedigim Toba’dan 6 gunde zor ayrildim. Tam bir
yan gel yat dunyasi. Sizi zorla tembellige itiyor. Otobus yolculuklari ve
jungle sonrasi ilac gibi geldi..Mutlaka ama mutlaka ugrayin,,
Lake Minanjau Toba gibi bir krater golu. Daha sakin (nasil daha sakin anlatayim. 6
gunde Toba’da 10, burada 2 turist gordum). Ama acikcasi illa gelin diye
onermem. Tabi bir durum haric.Lake Toba, Bukittingi (Minanjau’ua yakin, sumatra’ninortasindaki
en buyuk ve gelismis sehir) arasini otobusle alirken sofor bir anda yolun
ortasinda durdu ve beni disari davet etti. Lan otobusten mi atiyorlar derken
bir baktim Ekvator cizgisini geciyormusuz. Yolun uzerine tactan buyuk bir
isaret koymuslar. Altindan yuruyerek guney yarim kureye gectim. Iste bu yuzden
ucmak ile bu cesit bir yolculugun farki var..
Bukittingi buyukce bir sehir. Ihtiyaclarinizi bulmaniz,
malzeme almaniz icin bicilmis kaftan.. ama onun disinda pek bir ozelligi yok.
Tabi bir de benim gibi ozlediyseniz KFC’ye girip sisene kadar yemenin tadini
cikarabilirsiniz..
Ben bu Jakarta
yolunu kisaltayim, ikiye boleyim diye direct 36 saatlik otobus yolculugu yerine
once guney dogudaki (dogru yondur umarim) Bengkulu sehrine gitmeyi sectim. Ama
hem bu ara, hem de Bengkulu Jakarta arasi yollar berbat oldugu icin ikinci adim
32 saat surdu. Hem para hem zaman harcamis oldum..
Buraya kadar otobusle takilip, yeterince iskence ve guzellik
yasadim yeter diyorsaniz, hemen bukittingi’nin altindaki Padang
sehrinden ucak biletinizi alip basta Jakarta
ve KL, istediginiz yone acisiz ucabilirsiniz..
Tum Jakarta otobusleri, Bakauheni izerinden feribota giris
yapip Java’ya geciyor.. oradan da 1.5 saatte baskente variyorsunuz. Java’nin
siluetini ufuktan gormek, bana tum yorgunlugumu unutturdu..