18 Ağustos 2014 Pazartesi

Sumatra ve Endonezya'ya giris



Sumatra


Sumatra kendi basina memleket. O yuzden Endonezya altinda soyle bir bahsetmek hem bu dunyanin 6. buyuk (Avustralya, Yeni Zelanda, Ingiltere filan da ada olunca bahsedilen alan daha carpici hale geliyor, bizim Kinali gibi degil) adasina, hem de sundugu guzelliklere haksizlik olacakti.

Benim endonezya ile ile ilk temasim oldu Sumatra. Dunyanin en cok musluman inanana sahip ulkesi olmasi, gezdigim digger tum Asya ulkelerindeki (south east asia – SEA) rahatligimin da kaybolacagi, yeniden kendimi programlamam gerektigi endisesi vardi. Ama tum kaygilarimin bosa oldugunu kisa surede gordum..Gerci Sumatra’da ciddi bir Batak ve Hristiyan  cogunluk var. ozellikle kuzey-bati (uleyn bak yazarken yine kafam karisti. Adanin sekli bir acayip. Muzumsu bir cografya. Doguya miyoksa guneye mi dogru uzaniyor belli degil.resmi olarak Dogu-Bati diye parcalara bolunmus ama gunesin pozisyonu hic buna uymuyor (uyuyor tabi de ben salagim). Uzun yolculuklarda gidilecek yone ve gunesin nerede kalacagina gore tren ve otobus biletlerimi aliyorum. O sicakta gunes tarafinda oturmak olum cunku. Ama Sumatra’da bir kere tutturamadim)

Bu satirlari Java ve Bali’yi gordukten sonar yaziyorum. Sumatra bambaska bir dunya. Endonezya’ya bagli olmasi disinda ulkenin geri kalanindan tamamen farkli (simdiye kadar gordugum kadari ile). Yemek kulturu, insani, dogasi, fiyatlari, yasam sekli ile kendi basina memleket..

Bir kere su “Jungle” ne demekmis burada dank etti. Doga ananin yollari, asfalti, elektrik direklerini, evleri nasil avucunun icine aldigini, kendi kurallarini “medeniyete”  nasil kabul ettirdigini deneyimlemek cok etkileyici. Burada patron benim deyisini her an hissediyorsunuz. Adada ulasim cok zor cunku nereye yol yapsaniz yesil gelip 1-2 ay icerisinde asfalti delip geciyor. Sular daglardan butun hasmeti ile akip ne var ne yoksa onune katarak okyanusa ulasiyor. Benim gibi deliler ve zorunda olanlar haric kimseye karadan ulasimi onermem. Ya da otobus kullanacaksaniz perisan olmayi, boynunuzun gunlerce tutulmasini, totonuzun oturmaktan morarmasini goze alin. Ve alinca da bambaska, nefis bir doga ve dunya guzeli insanlarla tanismaya da hazir olun. Cektiginiz zulmun bir karsiligi olmali J


Muzik Sumatra’da hayatin icinde herkes caliyor, herkes ingilizce sarkilari ezbere biliyor. Dumai’de, Endonezya’daki ilk adimlarimda, 9-10 yaslarindaki bir grup cocuk cep telefonlarindan Justin Bieber’den Metallica’ya kadar mantiksiz muzik cesitliligini dinletip, sarkilari bilip bilmedigimizi sorguya cektiler..


Sokak calgicilari her yerde. Ellerinde kucuk-buyuk (normal) gitarlarla sokaklarda gezip, warunglarda masa aralarinda gdolanip, her otobus ve bemoya atlayip kucuk resitaller verdikten sonra bahsislerini toplayip yollarina devam ediyorlar. Mutlaka kucuk de olsa bir seyler vermeye ozen gosterin derim.


Belki muzik onlari bu kadar guzel ve farkli yapiyor, ya da tam tersi ama Guney Asya’nin sanirim uzak ara en canayakin ve guzel insanlari bu adada..



Yemek

Yemekler ilk basta Endonezya’nin geri kalanina benzese de, kullanilan baharatlar acisindan cok farkli. Burada “spicy” gercekten aci ve onceden belirtmezseniz onunuze konan tabak cok uzucu sonuclar dogurabilir. Ben yolda aci ve baharata iyice alistim ve sevdigim icin sorun yasamadim ama cok arkadas surundu (bu arada aci sadece yerken hissediliyor, gumruklemede hic bir dert yok)


Redang denen, buraya ozel bir tad var (hos, Java’da da bazen bulmak mumkun). Alamet-i farikasi et. Uzun uzun, hindistan cevizi sutu ile pisiriliyor. Curry gibi icinde bolca sebze var ve tabi ki pirinc ile servis ediliyor. Cok ama cok lezzetli. Bak yine agzim sulandi. Ayrica sumatra disinda Avokadoyu bu kadar bol kullanan (ve yetistiren) baska ada yok. Meyve suyu da cok lezzetli oluyor. Tabi her yerde oldugu gibi meyve sularina, shake’lere hep seker katiyorlar. Hatta avokado suyu isteyince icine genelde cikolata konuyor. Benim gibi sekerden hazzetmiyorsaniz siparis sirasinda mutlaka uyarin.


Gordugunuz her curry’ye atlayin, cok lezzetliler. Ayrica Asya’da sadece Endonezya’da gordugum, tofu gibi soya bazli “tempe” inanilmaz lezzetli. Ve tofunun o jolemsi, karaktersiz hali de yok. Tempe curry Asya’nin en guzel tadlarindan biri, kacirmayin.. genelde “Padang” ya da “warung” yazili camekanlarin ardindaki buyuk genis tabaklar icerisinde 8-10 cesit “kuru” yemek bulacaksiniz. Oncelik pirincte. Sonar istediginiz yemekleri pirincin etrafina dizdiriyorsunuz. Balik ve ete buralarda hic yanasmadim ama kizarmis tavuk hep hayat kurtardi. Zaten Endonezyalilar KFC ve benzeri lokal tavuk restoranlarina bayiliyorlar. Sokak saticilarindan da gonul rahatligi ile tavuk alabilirsiniz.


Ayrica bu lokantalarda neredeyse hep tempe ve sebze bulmak mumkun. Zevksiz veganlara duyurulur J


Sectiginiz yemeklere gore fiyatlar 2-3 dolar arasi. En pahalisi tavuk. En ucuzu tabi ki sebze ve balik..




Ulasim



Ulasim cok ama cok zor. Ya otobus ya da ucak kullanacaksiniz. Tren sadece guney-doguda, o da kisitli olarak var.


Kisa mesafeler icin “Bemo” denen, minivanin da minisi, ici seni disi beni yakar araclar her yerde. Ucuzlar ama bunun da bir bedeli var. iceride preslenmeden oturmak, kcuaginda bir baskasinin cocugu, ayaklarinin altinda torbalar olmadan yol yapmak mumkun degil. Ben bu hali seviyorum o baska..cantaniz gibi gorece buyuk her sey teras kata alinip sabitleniyor. Ama o sabitleme islemine bizzatkatilin derim. Bir kez benim sadik cantam (sansa durmak uzereyken) kendini tutamayi intahar etti.


Daha once didimdi ama Sumatra’da “karayolu” kavrami yeniden yaziliyor. “Trans Sumatra Highway” denen whyhighonewhy’a birak otoban, yol demek kolay degil. Bir kere asfalt iki otobusun karsilikli gecebilecegi kadar genis degil. O yuzden size dogru gelen arabadan genis her arac icin sol tekerler once topraga inip (evet, trafik soldan anacigim) sonar kot farkina tekrar geri cikiliyor. Eh burasi da ”highway” oldugu icin ayni aksiyon hic durmaksizin devam ediyor. Hele uyumaya calisirken kafanizin yaninizdaki arkadasla carpismamasi icin ozel caba sarfetmeniz lazim (uyurken ne cabasi demeyin, kafayi bir kere toslayinca beyincagiz onlemini aliyor)..


Ve tabi bizim hirsizin bugune kadar basardigi en guzel seyin ne oldugunu da hatirlama sansizin oluyor seyahat ederken. Endonezya, ama ozelinde Sumatra sigara demek. Hem de cok ucuz sigara.. ve bu “Sumateran”lar, otobus, minibus, hastane, postane dinlemeden tutturuyorlar mereti. Bizim 10-15 yil onceki halimiz gibi, ya da daha kotusu.. Canli Mad Men seyrediyorsunuz sanki.. otobusler duman bulutu. Sigaralar dibine kadar cigerlere cekilip filtreler koridora atiliyor. Soforler o korkunc yollarda tek elleriyle viraj alirken diger elleriyle sigaralarini yakiyorlar. Baska yerde, ve hatta Hindistan’da bile yasayamayacaginiz bir deneyim (ben de iyice mazosist oldum galiba)..


Kuzey’de, ozellikle Dumai etrafinda yollarin kotulugunden otobuslerin on camlari boydan boya tel kafesler ile korunuyor. Teslar sekip cam kirdigi icin sadece “kapitanin” onunde kucuk bir bolum acik.. Con Air sanku mubarek, bir tek zenci gardiyanlar eksik..


Sehirler arasi otobusler “air-con” ve “cam-con”..aralarinda buyuk fiyat ve kalite farki yok ama klimaya alisik ve hazirlikli degilseniz adamin bobreklerini yolda birakir..en guzeli hem ucuz, hem havadar cam-con’lari secmek. Boylece sigara dumani icin de gorece cozum bulmus olursunuz..



Konaklama


Ada, Endonezya ve genelde tum SEA’nin neredeyse en ucuz konaklama seceneklerini sunuyor (bir iki nokta haric)..


Standart duzgun bir bungalow (tuvalet bazen iceride bazen ortak-fanli) 5-6 dolari gecmiyor. Hele iki kisi geziyorsaniz saka maka neredeyse sudan ucuz J


Her daim temiz carsaf bulacaginizi garanti ederim. Bukittingi disinda dorm secenegi yok (ki orada da sadece bir hostel var – smile guest house). Ve hic eksilmeyen guler yuzlu personel de cabasi. Bir cok yerde fiyatlara kahvalti da dahil. Yine de bastan sorun.




Tayland’in guneyindeki bazi yerler haric ilk (ama son degil) sifon yerine kovayla ardinizi temizlemeniz gerekecek.. cogu yerde klozet degil comelmeli tuvalet tek sansiniz (ulen 9-10 ayda Turkca’yi iyice unuttum,10 dakikadir Alaturka-alafranga’yi hatirlamaya calisiyorum)..




Ne Yaptim Ne Ettim



Ucarak seyahat etmek de gezmek elbette, ama kiyaslayinca ucmadan yapilan yolculuklar kesinlikle “gormek”, tanimak ve anlamak demek.. zorunda kaldigim (baska secenegin olmadigi iki ulke haric) hep hostessiz hareket ediyorum.. tabi bunda zaman kisitimin olmamasi avantaj. Ama seyahat edecek herkese, en azindan karadan yolculugu bir kere denemelerini tavsiye ederim.. ulkenin insanini, aliskanliklarini, yasam sekillerini daha iyi ozumseyeceginiz baska yol yok..



Fena sayilmayacak bir planlama ile (aferim Orcun) Bangkok’tan 24 saatlik nefis ve 35 dolarlik bir tren yolculugu ile Malezya sinirlarindaki Butterworth’e, oradan otobus ile (tren de yapabilirsiniz ama beklemeniz gerekir) Kuala Lumpur’a (bend aha once geldigim icin kalmadim) ayni gun de yine otobus degistirerek Melacca sehrine vardim.



Melacca SEA’nin en eski en guzel liman sehirlerinden biri. Amsterdam vari kanallarinin uzerindeki kafelerde yorgunluk atip uzun sokaklarinda yurumek ve koloniyel donemi (dutch) yasamak mumkun..

Melacca’dan gunde 2 kere (10:00-14:00) hizli feribotlar sizi Sumatra’ya, Dumai’ye bagliyor.30 dolara, 2.5 saatte Endonezya’dasiniz.


Ben Malezya kapisindan cikis yaparken Turk oldugumu gorunce suratlar asildi. Pasaportum alinip iceriye girildi, 30 saniye sonra da bir ofise cagirildim. Icerideki basi bagli “officer” ablamiz, sadece 3 gun once 2 turk’un Dumai’den geri cevrildiklerini, geceyi feribotta gecirip buraya geri dondukten sonra KL’den ucus bakmaya gittiklerini soyledi. Istersem hic feribota binmeden, parami iada edebileceklerini ve zaman kaybetmememi saglayabileceklerini cok nazik bir sekilde onerdi.. uzunca dusundum. Ucmak yerine, hele bu kadar yakinken sansimi denemek istedim. Sonucta o iki arkadasin geri cevrilme nedenini de bilmiyordum..


Beni “yarin gorusuruz” espirileri arasinda yolcu ettiler. Laylaylom ruh hali bir anda yerini 2.5 saatlik zulum ve strese birakti. Feribotta benden baska tek turist olan hollandali bir kizla tanistim (“Ana” the bitch)..


Dumai’ye varildi. Imigration office’de pasaportlar ilgiliye verildi. Ben soguk soguk terliyorum tabi.. iceri cagirildim ve karsima oyle sonradan olma filan degil, bildigin anadan dogma bir gay memur cikti.. kendileri beni uzun uzun suzdu, sonra aniden hic beklenmedik bir sey yapip sirtimdaki cantayi indirmeme yardim etti (fay efenim ne nazik arkadaslar bu gayler).. masasinda karsilikli oturup uzun uzun sohbet ettik. Resmiyetten uzak, bol bol nahos guluslu, abarti kahkahali, ic gecirmeli 10 dakikanin icerisinde kiz arkadasim oldup olmadigini bile sordu..


Karsi cinsten hoslanmiyormus gibi yapmak (ipne orcun) cok zor olmadigindan, kendisi ile hafif flort eder gecen bu “tatli” sohbetin ardindan ve yalan facebook bilgilerimi de kendisine vererek o damgayi o pasaporta “vurdurttum”..


Endonezya hafif nahos basladi anlayacaginiz. Diger Turklerin muhtemelen baska sorunlari vardi (ya da fazla maco kaldilar), buradan Endonezya’ya giris normal sartlar altinda problemsiz olmali..




Bukit Lawang



Ayni gun Medan’a uzun ve “unutulmaz” bir gece otobusu yolculugu ile vardik.. hic bu baskentte kalmadim ama gectigimiz ana caddeler bile neden SEA’nin en az sevilen ve ugranilmamasi gereken sehri oldugunu anlamaya yetiyor. KL’den buraya ucmak, hele biraz erken aldiginiz biletlerle inanilmaz ucuz. Ama kimse burada gecelemek istemiyor. Mumkunse siz de bu pis, kaka sehirden uzak durun..


Vardiginiz otobus terminalinden sehrin digger ucundaki bir baska terminale gecis yapmaniz lazim (Bemo/3000 R). oradan da orangutanlarin kalbine, Bukit Lawang’a bir baska Bemoyla ulasacaksiniz (2.5 saat/20.000 R)

Yine hoplamali, ziplamali bir maceranin sonunda kasabaya variyorsunuz. Unutmadan, burada an itibari ile ATM yok, en yakini 11 km uzakta ve ocek”e (mototaksi) atlayip en az 20.000 odemeniz lazim. Kisacasi ekstra nakit cekerek gelin..

Bukit Lawang gurul gurul akan bir nehrin iki yanina kurulmus, tek motivasyonu orangutan turizmi olan, dunya tatlisi bir kasaba.. 5-6 yil once, buyuk yikintiya yol acan selden sonra tekrar toparlaniyorlar.. Ben ve Ana, daha once tanistigim (bknz. Kambocya macerasi) Fransiz ciftin onerisi ile hic vakit kaybetmeden Rain Forest Guest House’a cantalarimizi attic.. nehre sifir, bol hamakli, odalari cibinlikli, tanidigim en muthis calisan grubu ile ilk dakikadan itibaren gonlumuzu kazandirlar..

RF cook popular, bir cok guide oranin kafesinde oturup ziyaretcilerinden is koparmaya calisiyor. Biz de bir tanesi ile uzun pazarliklar sonunda ertesi gun icin anlasip (2 gun 1 gece/50 Euro) kendimizi yemege verdik.

Yedigim en lezzetli curry’leri Ella ve Nora’nin ellerinden tattim..Ella’nin sesi muthis. Her aksam gitar calan guide’lar esliginde konserlik performanslar dinledik.. RF ekibinin nesesi en suratsiz almanlari bile guldurur haldeydi..yolculugumun uzak ara en guzel insanlarini Sumatra’da, ama ozelinde Bukit Lawang’da tanidim. Simdi sansim olsa, nereye donmek istersin deseler RF ve Bukit Lawang derim..

Ya bir de Ella’dan Guacamole yemeyi ihmal etmeyin, hayatinizin hatasi olur..

Kasabada herkesce “jungle Flower” ve “jungle Juice” denen iki kavram var. ilki marihuana yerine sardiklari, neredeyse her yerde bulunan ama toplarken buyuk gizlilik icinde yaptiklarindan hangi bitki oldugunu anlayamiyorsunuz..bendeniz “ot ziyani” olarak bunu da denedim ve yine bir halt hissetmedim.. digeri de daha sonra cokca gorecegim, “Arak” diye gecen, palm tree suyunu fermante ettikleri lokal icki. Tadi igrenc ama anlamsiz ucuz. Ikinci bardaktan sonra malum hep leziz zaten..


Buraya gelen herkesin tek bir amaci var, turuncu dostlarimiz.. zaten orangutan Malay dilinde “man from forest” demek.. onlari ucuza getirip Taman Nasional Gunung Leuser’in hemen icindeki beslenme platformunda gormek de mumkun. Ama buralara kadar gelmisken ormanin, jungle’in icinde, onlarin yasam alanlarina girmek sansini kacirmayin..

Biz sansliydik. 4 yari vahsi disi orangutan (hep bebekleri ile beraber), iki  kerede cok az rastlanan vahsi erkekle karsilastik.. erkeklerden biri bize guvenlik sinirlarinin otesinde yaklastiginda, o iri ve etkileyici cussenin guideleri bile ne kadar korkutturunu gormek garip bir histi..

Gece kampini nehir kenarinda, onceden hazirlanmis basit bez barakalarda geciriyorsunuz. Su kenari ruzgar sayesinde hic sivrisinek sikintisi da cekilmiyor.

Nehirde dus, kirli yikama, aksam yemegi, sabah yola cikmadan ve kahvalti oncesi yeniden yuzme ve yola cikis. Isteyen kucuk bir fark odeyip “tubing” yaparak da kasabaya donebiliyor (tubing icin bknz. “Laos” macerasi) ama  ben ve Ana yurumeyi tercih ettik. Insanin eline kac kez gecer bu firsat..

Bir daha sansim olursa, tum ormani guneyden, Bukit Lwang’dan baslayarak gecip, kuzeyde Ketambe kasabasinda sonlandirdiginiz 1 haftalik turu yapmak isterim, 200 euro civariydi, butcem elvermedi ama ormanin iyice iclerine girme arzumu anlatmak mumkun degil..

Bu iki uc gunluk rotalarda trekking cocuk oyuncagi degil. Ciddi inisler ve zorlu cikislar var. hele bizim gibi yagmur ustu yuruyorsaniz zemin cok kaygan. Ama biraz dikkat ve sukunet ile, saglik sorunu olmayan accuk fit herkes basarabilir..

Orangutanlarin gozlerine baktiginizda sadece insane goruyorsunuz, cok garip bir duygu. Ve muazzam esnek, cok zarif ve guzeller. Sumatra ve Borneo, yeryuzunde orangutanlari dogal yasamlarinda gorebileceginiz yegane yerler. Sumatra orangutanlari daha buyuk ve kirmizi. Ayrica borneo’dan gelen guney koreli bir cift, Bukit Lawang’in cok ama cok daha guzel ve etkileyici oldugunu soyledi. Onlarin yalancisiyim..





Lake Toba (Danau Toba)



Dunyanin en buyuk krater golu. Oyle ki; golun ortasindaki Samosir adasi Singapur buyuklugunde. Bukit Lawang’dan direct kalkan turist minivanlari  (250.000 R) yani 25 dolar civari. Kisa sureli geziyorsaniz hic dusunmeyin atlayin. Ya da butcenize dikkat ediyorsaniz benim gibi Medan’a yine Bemo ile donup, yine Lake Toba otobuslerinin kalktigi terminale ara gecis yapip 50.000 R’a Parapat’a, feribotlarin samosir adasina kalktigi kucuk kasabaya varabilirsiniz. Feribot sizi 10.000’e Samosir’deki mekaniniz, Tuktuk kasabasina atacak. Toplam 85.000’e misler gibi vardiniz iste..ayrica Tuktuk’da resort’tan en kucuk GH’a kadar neredeyse her yatak secenegi gole sifir. Haliyle feribot cok sempatik bir hareketle sizi istediginiz mekanin onune birakiyor. Kapiya servis boyle bir sey..

Tuktuk’da yan yana en az 30 farkli otel-GH secenegi mevcut. Pahalilar zaten belli, ama eger adam basi 5 dolar verirseniz, dunya guzeli bir bahcesi olan, 3 adimda gole atlayabileceginiz, sicak suyu da akan (toba soguk oluyor, sicak su klimadan daha degerli) Harelaya’yi oneririm.

LP liberty GH’u oneriyor ama iki arkadas kaliyordu ziyaret ettik. Ben bu kadar sivrisinegi hic bir arada gormemistim.. muhtemelen koyun icinde, ruzgarsiz kaldiklarindan sivrisinekler cirit atiyor. Arkadaslar da ertesi gun bizim tarafa guvenli bolgeye tasindilar..

Toba, Batak halkinin merkezi.. Batak evleri, agir yagmurlu gunlere gore zekice dizayn edilmis, zerafet timsalleri. Insanlari cok ozel ve guzel (eskiden yamyamlarmis o ayri, karistirmayin. Lan, yoksa ondan mi bu kadar misafirperverler, evlerine davet ediyorlar). Musluman bu bolgede cok az, ya batak ya da hristiyanlar var..

Ada inanilmaz buyuk. En guzeli, yeni ve saglam bir scooter kiralayip  (70-80K ve endonezya’nin en pahalisi ama benzin dahil) kafaniza gore bir yone gazi acmak.. ben bu kadar guzel yol, bu kadar keyifli gezi az yaptim..

Ayrica golun, haliyle kraterin duvarlari o kadar yuksek ki, bulutlarin aldiklari sekiller, gunesle beraber ortaya cikan renkler tarifsiz.. tabi bu guzellikler genelde size ogleden sonra yagmuru olarak geri donuyor..saat 2-3’ten sonra motosiklet uzerinde olmamanizi oneririm..

Yemek icin Jenny’s Restaurant ilk secim.. barbeku balik (ahanda kolum kadar hemi de) 4 dolar, ve oyle boyle lezzetli degil. Onun disinda karisik meyveli pancake ve tempe curry’yi de atlamayin..

Ben iki gun dedigim Toba’dan 6 gunde zor ayrildim. Tam bir yan gel yat dunyasi. Sizi zorla tembellige itiyor. Otobus yolculuklari ve jungle sonrasi ilac gibi geldi..Mutlaka ama mutlaka ugrayin,,



Lake Minanjau


Lake Minanjau Toba gibi bir krater golu. Daha sakin (nasil daha sakin anlatayim. 6 gunde Toba’da 10, burada 2 turist gordum). Ama acikcasi illa gelin diye onermem. Tabi bir durum haric.Lake Toba, Bukittingi (Minanjau’ua yakin, sumatra’ninortasindaki en buyuk ve gelismis sehir) arasini otobusle alirken sofor bir anda yolun ortasinda durdu ve beni disari davet etti. Lan otobusten mi atiyorlar derken bir baktim Ekvator cizgisini geciyormusuz. Yolun uzerine tactan buyuk bir isaret koymuslar. Altindan yuruyerek guney yarim kureye gectim. Iste bu yuzden ucmak ile bu cesit bir yolculugun farki var..

Bukittingi buyukce bir sehir. Ihtiyaclarinizi bulmaniz, malzeme almaniz icin bicilmis kaftan.. ama onun disinda pek bir ozelligi yok. Tabi bir de benim gibi ozlediyseniz KFC’ye girip sisene kadar yemenin tadini cikarabilirsiniz..

Ben bu Jakarta yolunu kisaltayim, ikiye boleyim diye direct 36 saatlik otobus yolculugu yerine once guney dogudaki (dogru yondur umarim) Bengkulu sehrine gitmeyi sectim. Ama hem bu ara, hem de Bengkulu Jakarta arasi yollar berbat oldugu icin ikinci adim 32 saat surdu. Hem para hem zaman harcamis oldum..

Buraya kadar otobusle takilip, yeterince iskence ve guzellik yasadim yeter diyorsaniz, hemen bukittingi’nin altindaki Padang sehrinden ucak biletinizi alip basta Jakarta ve KL, istediginiz yone acisiz ucabilirsiniz..

Tum Jakarta otobusleri, Bakauheni izerinden feribota giris yapip Java’ya geciyor.. oradan da 1.5 saatte baskente variyorsunuz. Java’nin siluetini ufuktan gormek, bana tum yorgunlugumu unutturdu..